Kendinle Yeniden Tanış!
Merhaba sevgili üniversiteli arkadaşım, senin için emekle derlediğimiz bir başka içerik ile yine İdeal Öğrenci Yurtları ve tabii İdeal ailesi olarak buradayız. Hoş geldin şehrimize, hoş geldin üniversitene ve hoş geldin yepyeni bir başlangıca… Bu güzel başlangıcı seninle fevkalade bir biçimde şekillendirme ve yaptığın ya da yapmak istediğin her şey için 26 yılı aşkın bir süredir senin de akranlarının da yanında olma çabasındayız. Bu çabamızda yanımızda olduğun ve belki de yalnızca bu yazımızı okuduğun için sana tüm iyi dileklerimizle, muhteşem bir öğrencilik hayatı diliyoruz.
Aileden ayrılmakla ilgili garip düşünceler kafanı kurcalıyor olabilir. Unutma ki bir gün hepimiz ailelerimizden ayrılacak ve kendi ailelerimizi kuracağız. Kız veya erkek olman hiç fark etmez, hayatını yeni baştan oturtacağın ve gelecekte kendine kuracağın ailenin temellerini atacağın yolun ilk adımı üniversite hayatın ile başlar. Burada kazandığın dostluklar, biriktirdiğin anılar, öğrendiğin yeni bilgiler, yaşadığın onlarca güzel şey seninle her daim hatırlanacak ve hatırlatılacaktır. Tüm bunları cebine bir ders olarak koyup, ilerlediğin yolda düştüğünde kaldırmak için değil, düşmeden koluna girebilmek için çabamıza devam edeceğiz.
Peki, bizler İdeal ailesi olarak seni nasıl hatırlayalım? Kimsin? Nasıl birisin? Nelerden hoşlanırsın? Yalnızlığına mı yoksa kalabalıklara mı düşkünsün? İnsanlarla konuşmaktan, birlikte bir şeyler yapmaktan hoşlanır mısın? Ne tür müzikler seversin? Hangi renk sana huzur veriyor? Hangi şarkıdan bıkmıyorsun? … İnsan hayatında, insanın kendi kendini bile tanıyabilmesi için ne çok soru var değil mi? Sahi, insan kendi kendisini bile yeteri kadar tanıyamazken, bir başkasının ona diğer yarı olması mümkün müdür? Sorunsuz bir hayata inanır mısın? İşte tüm bu soruların cevabını gel birlikte verelim. Yeni hayatında, kendinle de yeniden tanışmak için okumaya devam et! (:
“Kendinle yeniden tanış ve tanıştığın kişiyle barış!”
Seninle var olan ve senden beslenen yaratıcı kişiliğini ancak kendinle tanışarak, benliğini bu farkındalığın üzerine inşa ederek ortaya çıkarabilirsin. Sana verilen alana sığmaya çalışmak yerine bir adım geri atıp, kendin tasarladığın, sınırlarını da yine kendin belirlediğin bir alanda kendini başarı ile var edebilirsin. Sana verilen alan, asla senin hayal ettiğin gibi olmayacak, o alanı tanımlayanların ihtiyaçları kadar olacaktır. Peki, insanın kendi alanı diye tanımlayıp durduğumuz bu “alan” neleri kapsar ve kendi alanını nasıl oluşturabilirsin?
İnsanın kendi alanı diye tanımladığımız “alan” bir mekândan, bir yerden veya sıradan bir ortamdan ibaret değildir. İnsan hayatı boyunca, aile çizgilerini, arkadaşlık çizgilerini, ev, okul, yurt sınırlarını belirlemelidir. Bilgisinin, yaşanmışlıklarının ve hayallerinin bir alanı vardır. Bu alan içerisinde yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının farkındadır. Bahsettiğimiz şey işte tam da budur! Farkındalıklarınızı reddetmek yerine, farkındalıklarınızın içerisindeki alanda sınırlarınızı zorlamak ve kendiniz için her daim yapabileceğinizin en iyisini yapmak… Burada “yaratıcı üretim” devreye giriyor.
İhtiyacınız olan “yaratıcı üretim”; onu üreten kişinin karakteri, kişisel öğrenimleri, değişimleri, bireysel becerileri, yani güçlü ve zayıf tüm yanları ile doğrudan ilişkilidir. Özellikle de üniversite yolculuğunun ilk başlarında, kendi süper güçlerimizin ve zayıf yönlerimizin farkında olmak; bize belki hiç farkında bile olmadan kendi kendimize inşa ettiğimiz engellerden sıyrılma avantajı doğurur. Aksi takdirde potansiyelimizi ortaya koyamamanın yarattığı bıkkınlık, kendimizi gerçekleştirememe yorgunluğu içinde sıkışıp kalmamız mümkündür. Bu nedenle kendimizle yeniden tanışmak, kendimizle barışmak, hayatımızı bu farkındalık üzerine inşa etmek hem verimliliğimizi, hem de kendimize olan sevgi ve saygımızı arttırır.
“Gökkuşağı olabilmen için; taşıdığın tüm renkleri yaşaman gerekir.”
Öz farkındalık, dengeli yaşamın özgürleştirici gücü; masumiyetin, cesaretin, tutku ve coşkunun kaynağıdır. Tüm başarılarını farkındalık ile kazandın çünkü şu hayattaki esas gerçeklik benliğinin farkında olmaktır. Şayet benliğinin farkındaysan, hiçbir kural ile bedenini, zihnini ve ruhunu sınırlandıramazsın. Çünkü bunu yaptığın an kendin olmaktan uzaklaştığını fark eder, kendine karşı yabancılaşırsın. İnsanın iç yalnızlığı esaret gibidir, bir tür bağımlılık hissi uyandırır ve sürekli hayatında biri olsun istersin. İnsanlara bağlılık ise yalnızca hayattan keyif alamadığın, geçici bir mutluluk halidir.
Aslında farkındalık deyip durduğumuz bu şey hiç birimizin çok da yabancı olduğu bir olgu değildir. Her birimiz çocukluk anılarımızda zaten bunu deneyimledik. Meraklıydık, öğrendik; cesurduk, denedik; çamurlara battık, bisikletten düştük, kahkahalar attık; heyecan ve karmaşa her daim bizimleydi. Her şeyi araştırdık; bu keşiflerimiz sırasında zaman zaman da baskılandık; korkutulduk, cezalandırıldık. Fakat hiçbir şey bizi bu keşif arzusundan yeteri kadar alıkoyamadı. Çünkü çocukluk, insanoğlunun içindeki tüm renkleri düşünmeden, hesapsız kitapsız yaşadığı tek dönemdir.
Bahsettiğimiz bu kısacık fakat dolu dolu yaşanmış dönemde kime ne kadar ihtiyacın olursa olsun, içinde özgürdün; özgürlüğün huzurluydu. Her insan hayatında en azından bir kere “Ah, keşke çocuk kalabilseydim.” veya “Ah, keşke o yıllara dönebilseydim.” cümlesini kurmuştur, duymuştur. Bunun neden söylendiğini, özlem duyulanın esasında ne olduğunu hiç düşündün mü? Sorunlarla baş edemediğin ya da insanlara güvenemediğin için mi? İnsan büyümeyi neden sevmez? Büyüyünce değişen nedir ki her daim geriye baktırır insanı? İşte bunun tek cevabı “kendine özlem”dir.
“İnsan bazen de kendini özler…”
Hayatta hep herkesi düşünmeyi öğrendik, herkesi düşünürken de yeri geldi kendimizi unuttuk. Ne gariptir insanın kendi kendisini özlemesi değil mi? Başkaları için üzülürken kendini unutuyorsun, başkaları için sevinirken kendini unutuyorsun. Hatta belki de başkalarına gülerken, kendine gülmüyorsun. İnsanların başarılarını hep alkışlarız, hiç kendi kendini alkışladın mı? Bak, insan hayatının her yerinde kendisini unutuyor. Bırak şimdi insanları, kendini sev, kendine gül, kendine ağla ve tüm başarılarında kendini de alkışla! Hayat kendi kendini özlemek için oldukça kısa… Tüm bunların üstesinden nasıl mı geleceksin? Hadi başlayalım!
Seni bu hayatta, bu yaşına kadar en mutlu eden şeyi hiç düşündün mü?
Eminiz ki bunu birçoğumuz düşünmemiştir. Yıllardır iyi kötü bir yaşam mücadelesi veriyoruz ve belki üzüntülerimizi hep bir kenara not ettik, peki ya mutluluklarımız? Tarif edemeyeceğin, belki bir daha yaşayamayacağın o mutluluğu kendin için bir kenara not etmedin. Geç değil! Şimdi tüm hayatını düşün ve o güzel anı bulduğunda bir kenara not et! Şuan bunun ne işine yarayacağını düşünüyor olabilirsin. Bunu hemen anlamanı beklemiyoruz fakat en kötüsünün senin başına geldiğini düşündüğün o sıkıntılı zamanlarında bu nota baktığında hala seni nasıl gülümsetebildiğini göreceksin. Bu güzel arayışında sana bolca gülümseme diliyoruz.
Seni bu hayatta, bu yaşına kadar en huzursuz eden şeyi hiç düşündün mü?
Bu bölümde seni mutlu eden şey kadar kesin konuşamayacağız çünkü herkesin hayatında “şuna çok üzülmüştüm” dediği bir şey vardır. Mutluluk hep silinip gider fakat üzüntünün “insanın içinde ukde kalması” gibi bir tabir bile vardır. Neden üzüntülerimize bu kadar çok yer veririz ki hayatlarımızda? Neden onları içimize kazır, not ederiz? Bunu yapmamızın gerekliliği nedir? İşte tüm bunların cevabını verebilmek ve aslında bunun bir gereklilik olmadığının farkına varmak için şu hayatta en üzüldüğün, seni en huzursuz eden şeyi bir düşün. Bulduğunda bunu da bir kenara not etmeni isteyeceğiz. Bu not, hayatının devamında karşılaştığın her yeni zorlukta sana nelerin üstesinden geldiğini ve sandığından çok daha güçlü birisi olduğunu hatırlatacaktır.
İnanmasan bile hangi burç olduğunu ve burcunun özelliklerini hiç okudun mu?
Burçlar, hayatımızın her yerinde bir şekilde karşımıza çıkarlar. Burcumuzu bazen canı gönülden inandığımız için, bazen de yalnızca birileri sorduğunda cevap verebilmek için biliriz. Hangisi olduğunu hiç düşündün mü? Gerçekten inanıyorsan hayatını buna göre şekillendirebilecek bir insan mısın? Neyse! Sorularımızla seni başka diyarlara götürmeden bizden bir tavsiye; burcunu öğrenmeli ve inanmasan da bir kez açıp okumalısın. Burçlara inanan insanların bu sorusundan sonra seninle ilgili düşüncelerini teyit etmen veya düzeltmen gerekebilir. Seni astrolojinin tanımlamasına izin verme, kendi kendini tanımla! Çünkü bazen yükselenin farklı olabiliyor (: fakat insanlar seni çoktan etiketlemiş oluyorlar. Tüm etiketler sana göre olmayabilir.
Renkler! Hangi rengin seni huzurlu hissettirdiğini hiç düşündün mü?
En sevdiğimiz rengi hepimiz hayatımızın bir döneminde de olsa düşünmüşüzdür elbette ya da şuan bu yazıyı okurken bile bir şeyler canlanmıştır gözümüzde fakat aslında sormak istediğimiz soru en sevdiğin rengin ne olduğu değil; seni hangi rengin huzurlu hissettirdiğidir. En sevdiği rengi sorduğunda “siyah” veya “kırmızı” diyen birinin, simsiyah veya kıpkırmızı bir boşlukta yalnız kalmak isteyeceğini düşünmüyoruz. Evet! İnsanların en sevdikleri renk aslında çoğu zaman onlara huzur veren renkle bir değildir. Hadi şimdi renkleri yeni baştan düşün! Kendi gökyüzünü ve kendi yeryüzünü tek renk üzerine inşa etmeyi dene. O renk ne olurdu? Bu sorunun cevabının huzursuz zamanlarında senin için kolay ve renkli bir çıkış olacağına inanıyoruz.
Arkadaş seçimlerine bir bak! Arkadaşların birbirine benziyor mu?
Arkadaşlarını aynı kalıplarda, hemen hemen aynı huy ve karakterlerde seçtiğini hiç fark etmiş miydin? “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.” sözü belki de buradan geliyordur. Bu hepimizin karşısına çocukluktan yetişkinliğe illa ki bir yerlerde çıkmış bir sözdür. Etrafında sana yakın olan insanların ortak özelliklerine dikkat et. Bu bilgileri bir kenara not et ve sonra dönüp topladığın tüm ortak özellikleri kendi üzerinde değerlendir. Aslında arkadaşlıklarının ortak paydasında kendini bulacaksın. İşte bu kendini tanımanın; bir takım alışkanlıklarını, huylarını ve karakterini objektif bir şekilde gözlemlemenin en başarılı ve kolay yoludur.
En sevdiğin kitabı, en sevdiğin filmi, en sevdiğin müziği hiç düşündün mü?
Biz filmleri ele alalım; izlemekten bıkmadığın ve herkesin izlemesini istediğin o filmi düşün, mutlu oluyor musun onu izlerken? İnsan bir filmi neden “en” seçer? Hadi, bunu bir düşünelim. Öncelikle bu film seni güldürüyor mu, üzüyor mu, mutlu mu ediyor kısacası nasıl etkiliyor? Buna karar ver. Bu kararı verdiğinde hayatta en çok ihtiyacın olan şeyi de bulmuş olacaksın. Seni bu senaryoya körü körüne bağlayan ve bir filmi hayatında en seçmene neden olan şey aslında filmin güzelliği değil; senin ihtiyaç duyduğun hisleri ve motivasyonları ne kadar karşıladığı ile alakalıdır. Şimdi en sevdiğin filmi tekrar düşün ve neye ihtiyaç duyduğunu, nasıl bir hayatın seni mutlu edeceğini bir daha düşün!
Kendini tanıman için daha birçok soru ve birçok cevap var. İnsanların seni tanımak için sorduğu soruları asla küçümseme ve her birini bir kenara not et! Değiştir, güzelleştir, derinleştir, kendi kendine tekrar sor. Düz cevaplardan kaçın, her zaman arka planı düşün. Bu hayatında kendin için yapabileceğin en kolay ve en güzel şeylerden biri olacaktır. Şimdi kendin için yapabileceğin bir başka güzel şeyden bahsedelim. Kendine göre bir oda seçimi! (:
Konya İdeal Kız ve Erkek Öğrenci Yurtları
Konya’da bulunan beş adet üniversite yerleşkesinin her birine yürüme mesafesinde tamamı ile öğrencilerimizin rahatı ve konforu düşünülerek konumlandırılmış yurtlarımız bulunmaktadır. Yurt formatımız ve imkânlarımız her şubemizde aynıdır. Kız ve erkek öğrencilerimiz için tüm şubelerimizde tek kişilik, iki kişilik, üç, dört, beş ve altı kişilik oda seçeneklerimiz bulunmaktadır. “Ben kimseyle birlikte kalamam.” diyorsanız şayet, tek kişilik oda seçeneklerimiz tam da sizler için konaklamanıza sunulmuştur fakat “Ben tek başıma kalamam.” diyorsanız da bahsettiğimiz gibi tek kişilik odalarımızdan altı kişilik odalarımıza farklı konaklama seçenekleriniz mevcuttur. Kendinize en uygun oda tipini seçmeniz, yurt odalarımızı gönül rahatlığı ile keşfedebilmeniz ve muhteşem bir öğrencilik hayatı geçirebilmeniz için sizleri de yurtlarımıza bekleriz. İçinde bulunduğumuz pandemi ve karantina dönemlerinde, idealyurtlari.com web sitemiz üzerinden galeri bölümüne gelerek, 360 derece sanal tur uygulamamızı kullanabilir, yurtlarımızı evinizden de içerisindeymiş gibi rahatlıkla gezebilirsiniz. Kendinle yeniden tanışırken bu yeni başlangıcında ayrıcalıklı bir konaklama için bizler İdeal ailesi olarak yanı başındayız.