;

Online Kayıt

Ön kayıt formu ile kayıt ol, iletişime geçelim.

Kayıt Ol

Hoş Geldin Yeni Yıl: Bizleri Hedeflerimize Götür!

Hoş Geldin Yeni Yıl: Bizleri Hedeflerimize Götür! BLOG
ideal saat ikon 2021-12-28

Hoş Geldin Yeni Yıl: Bizleri Hedeflerimize Götür!

Hoş Geldin Yeni Yıl: Bizleri Hedeflerimize Götür!

Merhabalar! Özel İdeal Kız ve Erkek Öğrenci Yurtları olarak sizler için bir yeni yıla hoş geldin yazısı yazmaya karar verdik.           

Özel İdeal Kız ve Erkek Öğrenci Yurtları: Konya, Ankara ve İstanbul’da bulunan kız ve erkek öğrenci yurtlarımız ile ekonomik, sağlıklı ve konforlu bir konaklama imkânı için sizleri de aramıza bekleriz. Konya’da on yedi, Ankara’da dört, İstanbul’da bir şube olmak üzere toplamda yirmi iki şube ile yirmi yedi senedir hizmetinizdeyiz. Yanınızda ve dahi arkanızdayız. Bizimle başlayacağınız her yolculuğun keyifle sonlanmasını temenni ederiz. Öğrenci yurtları ile ilgili her türlü bilgi ve iletişim için: “ idealyurtlari.com ” adresinden Konya, Ankara ve İstanbul’da bulunan yurtlarımız ile ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz. Aynı zamanda “ Biz Sizi Arayalım ” bölümüne numaranızı bırakarak sizi aramamız için bize ücretsiz mesaj bırakabilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz! (:

            Sosyal medyadan bizleri takip ediyorsanız şayet, belki de sizlerle birlikte yurtlarımızda kalan diğer öğrencilerimizin de geride bırakacağımız bu yıla nasıl mesajlar bıraktıklarını görmüşünüzdür. Takip etmiyorsanız da, Instagram uygulamasında @idealyurtlari olarak aratabilir ve bizleri takip edebilirsiniz. Yeni yıla girerken hemen hemen herkes kendisine yeni yıl ile ilgili hedefler koyar, daha önceki senelerde yapamadıklarını yapmak için yapılacaklar listesi hazırlar. Bunu ille de yazıya dökmesi gerekmez fakat herkesin aklında “yeni yılda diyete başlayacağım”, “yeni yılda sigarayı bırakacağım”, “yeni yılda kendime vakit ayıracak, dil öğrenecek, hobiler edineceğim”, “yeni yılda spora başlayacağım”, “bu yıl gerçekten deliler gibi ders çalışacağım” ve benzeri birçok plan döner.     

            İnsanların yeni yılı bu kadar coşkuyla karşılaması bazılarınıza anlamsız gelebilir. Kimse aslında bir yılı daha geride bıraktığını, bir yaş daha aldığını ya da hayatındaki insanların da bir yaş daha yaşlandığını pek düşünmez. Yeni yılın insanın gözlerini beklentilerle kör eden coşkulu ve ışıl ışıl bir yanı vardır. Böyle coşkuyla karşılamasının en büyük sebeplerinden bir tanesi de yeni yılın tüm yaşanan kötü anıların silinmesine, tüm olumsuzlukların yok olmasına, hayallerin gerçeğe dönüşmesine yardımcı olacağına dair inançlardır. Yalnız Türk kültüründe değil tüm kültürlerde yeni yıl, insanlar için yeni başlangıçlar demektir. Siz buna inanmasanız dahi, eminiz birileri sizin adınıza da inanıyordur. (:

            Yeni yılın girişi ve bu girişin ilk saatleri (yani saat 12.00’a kadar olan zamanın bir iki saat öncesi ve bir iki saat sonrası) yeni bir hayatın başlayacağı umudu, yeni bir “ben” yaratma motivasyonunun ortaya çıkma beklentisidir. Hatta çoğu kimse yeni yıla girerken ne işle uğraşıyor, o saatlerde ne yapıyor, kiminle birlikte vakit geçiriyor ise tüm yılının aynı rutinde geçeceğine inanmaktadır. Umarız bu inanca sahip biriyseniz yeni yıla dakikalar kala uyuyakalmazsınız! Başınıza gelecek bir aksiliğin de en azından bir süre beklemesini dileriz. (: Tüm dünyada neşeyle, heyecanla karşılanan yeni yıl; monotonluğa bürünmüş, sıkıntılı bir yaşam içinde mücadele verirken; eğlenmek ve aynı zamanda canımızın istediği şeyleri kutlamak için bir bahanedir. Uzun zamandır birbirlerini görmeyen akrabalar, dostlar, aileler için bir araya gelme sebebi, tabii uzun zamandır birbirlerine hediye almayan insanların da birbirlerine hediye alması için hoş bir vesiledir.          

            İnsan sormadan edemiyor tabii ki: “Bu kadar anlam yüklemek gerekiyor mu yeni yılın gelişine?”. Hâlbuki her yılbaşında “yeni bir ben” projesi yapmak yerine, kendimizi iyi tanıyıp tüm yıllar içinde kendimize uygun adımlar atsak her şey daha kolay... Kendimizi olduğumuz gibi kabul edip sevmek ve hayattan bu şekilde keyif almaya çalışmak belki de sosyal hayatlarımızda saygıyı en hak eden duruştur. Bir hedefimiz olduğunda bunun için hafta sonunu, günlerden pazartesi olmasını ya da yılın bitip yılbaşının gelmesini beklemesek mesela… Kilolarımız kaybolup gitmek için pazartesiyi ya da yılbaşını beklemiyor inanın! (: Spora, diyete, ders çalışmaya başlamak, yeni hobiler edinmek ve benzeri başlangıçların hiç biri pazartesilere ya da yeni yıllara ertelenmese ve hemen şu an başlansa belki de hedeflerimize çoktan ulaşıp eskitmiştik. Hayat sonsuzmuş gibi erteleyip durduğumuz şeyleri sizce de gözden geçirme vaktimiz gelmedi mi?      

            Ya da! Tüm bu yeni fikirleri, başlangıçları kendinize erteleyip durduğunuz çünkü yapmayı istemediğiniz, size zor gelen, sizi mutsuz eden yaşam tarzlarını sırf topluma ayak uydurmak için yapmaya çalışmak yerine kendi istediğiniz hayatı yaşayın. “Bunlar da benim isteğim.” diyorsanız şayet, bir düşünün; kendi isteklerinizi, yani sizi neşelendiren, size kolay veya keyifli gelen herhangi bir şeyi pazartesiye ya da yılbaşına erteler miydiniz? Sanmıyoruz. (: Birçok aktiviteyi yapmadan sadece televizyonun karşısında zap yaparak veya bir bilgisayar koltuğunda oyunlar oynayarak ya da tüm gününü gezip tozarak geçiren birçok insan var. İlla bir hobisi mi olmalı insanın, televizyon karşısında tembel tembel oturup bundan keyif almanın nesi çok imkânsız ya da nesi kötü? İlla her şey bir kalıba ve kalabalığın geri kalanına uymak zorunda mı? Gerçekten hayatımızdaki her şey başkalarının belirlediği normlar içinde mi olmalı? Ortaokul biter, liseye giriş sınavına hazırlanılır; lise biter, üniversite sınavına hazırlanılır. Hedef iyi bir üniversiteye girip mezun olduğunda kalıba ve kalabalıklara uygun bir meslek bulabilmektir. Muhtemel uygun meslek tanımı; ülke şartlarında aç kalınmayacak bir meslektir, anne baba tabiri ile sırtını devlete dayamaktır. Gel gelelim bu “uygun meslek”ler bizi hiçbir zaman tatmin etmeyen, keyif almadığımız, mutluluk duymadığımız, heyecan hissetmediğimiz, sabahları uyuya kaldığımız, yolunda ayaklarımızın geri geri gittiği mesleklerdir.

            Öğrenciler üniversite hayatına başladıklarında, kendilerini bir sosyalleşme süreci içerisinde bulurlar. Bu sosyalleşme süreci sınavlar yaklaştığında daha da yükselerek, kendisini sınav sonlarında hemen hemen tamamlamış olur. (: Üniversite, fırsatın varken sonuna kadar eğlenilmesi gereken bir yerdir ve sınavların bittikten sonra sahip olduğun sosyal çevre, seni müthiş bir grup tükenmişliği içerisinde yılbaşı etkinliklerinin ortasına çekecektir. Birlikte dünyayı kurtaracak planlar yapabilir veya ayrı ayrı özgün yeni yıl fikirlerinizden bahsedebilirsiniz. Kısacası oldukça ufuk açıcı bir gece olacağını söyleyebiliriz. Sosyal çevrenizin kıymetini bilin ve kendinizi ortamın parlak fikirlisine emanet edin! (:

            İnsanlar olması gerekenleri durmadan yakalamaya çalışıp her yeni yıl için bu doğrultuda kendilerine hedefler koyarken, aslında kendilerini tanımayı, nelerden zevk aldıklarını fark etmeyi, kimsenin ne sevdiğine, ne yaptığına aldırış etmeden kendileri yaşamayı unutuyorlar. Bizler de bu insanların arasındayız! Bakmayın öyle. (: Önümüzde durmadan ertelediğimiz bir hayat var ve ömür geçip gidiyor. İnsan bir şeyleri eğer gerçekten, canı gönülden istemiyorsa, o zaman harekete geçmek yerine yapması gerekenleri bir hedefler listesine koyuyor ve o hedefler listesi her yeni yılda bir kez daha aynı maddelerle, belki bir eksik belki de bir fazla karşısına çıkıveriyor. Zaten bir insan bir şeyi gerçekten içten istediğinde bu hedefini yeni yıla kadar ertelemiyor, o an başlıyor, yapıyor, yapmaya çalışıyor. İşte bu yapma uğraşı ve beraberindeki çaba nedense göz ardı ediliyor ve sürekli hayatımızda olmasını istediğimiz şeyleri başardığımızı değil de aslında çok da istemediğimiz diğer şeyleri başaramadığımızı görüyoruz. İnsanların da bize bunu bu şekilde lanse etmesine kızmamak gerek doğrusu, insan en başta kendini inançlarını düzeltmeli çünkü… Şayet siz kendinize inanırsanız, insanlar da sizden şüphe etmeyecektir.

            Sabahattin Ali’nin, “Kürk Mantolu Madonna”sını okumayanınız kaldı mı bilmeyiz fakat orada geçen bir paragraf vardır ve Maria yılbaşını kendisi için şu şekilde anlatır:

         “Senenin diğer günlerinden ne farkı var sanki? Tabiat onu herhangi bir şekilde ayırmış mı? Ömrümüzden bir sene geçtiğini göstermesi bile o kadar mühim değil; çünkü ömrümüzü senelere ayırmak da insanların uydurması... İnsan ömrü doğumdan ölüme uzanan tek bir yoldan ibarettir ve bunun üzerinde yapılan her türlü taksimat sunidir.”  

            Murathan Mungan ise “Bir Yılın Son Günleri” adlı şiirinde yeni bir yılın başını şu sözlerle ifade etmiştir:

Bir yıl daha bitiyor.
İşte bu kadar duru, bu kadar yalın,
Bu kadar el değmemiş…
Sıradan bir gerçeği daha,
kolları bağlı hayatımızın…
Bu şiire nasıl dâhil edilebilir bir yılın son günleri?
Her sonda, her başlangıçta ve her defasında,
Alır gibi başkasını karşımıza,
Perdeler çekip, ışıklar söndürüp,
oturup yatağın içinde bir başımıza,
Sorgulamak kendimizi…
Öğrenmek ikimizin anadilini, ikinci belleğimizi,
Öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini…
Bu aynanın dehlizlerinde gezinirken görürüz,
Karanlık günlerimizin kenar süslerini…
Biterken yılın son günleri,
Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini,
Gençlik ikindilerini,
Kargınmış (lanetlenmiş) bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri.

            Son olarak, hepinize başkalarının istek ve beklentilerinden bağımsız, kimsenin ne düşündüğünü çok da (hatta bize kalırsa hiç) umursamadığınız; kendinizi tanıyabileceğiniz, kendinizi gerçekleştirebileceğiniz, sevdiklerinizle daha sık zaman geçirebileceğiniz bir yıl dileriz. Geçtiğimiz iki yılın pek iç açıcı olmadığını düşünürsek, daha çok eğlenebileceğiniz, özel bir günü beklemeden daha çok hediye alacağınız/vereceğiniz, tabii hediyeleşmeyi sevmiyorsanız da bunu “İnsanlar ne der?” diye düşünmeden özgürce dile getirebileceğiniz bir yıl dileriz. Her güne sevdiklerinizle, sağlığınızla, sahip olduğunuzdan çok daha büyük umutlarla ve heyecanlarla başlayabileceğiniz, her anın kıymetini bilerek hayatı hiçbir zaman ertelemeyeceğiniz bir yıl diliyoruz. Biz yalnızca bu yıl için de konuşmuyoruz, kalıplarımızı ilk biz kıralım! Yeni yıl dileklerimiz için yılsonunu beklemeyelim; hayatınızdaki tüm yeni yıllar, gönlünüzce geçsin! Sağlıklı, mutlu seneler!

ÖZEL İDEAL ÖĞRENCİ YURTLARI – KALİTE, KONFOR, GÜVEN –

            Hizmet yolculuğumuza yüz yirmi yatak kapasitesi ile 1994 yılında Konya’da başladık. Özel İdeal Öğrenci Yurtları olarak bugün; Konya, Ankara ve İstanbul’da yirmi iki adet şube ve yaklaşık altı bin beş yüz yatak kapasitesi ile çeyrek asrı aşan bir süredir bu hizmete devam etmekteyiz. Bu güne kadar yaklaşık 65 bin öğrenciye ev sahipliği yaptık ve bünyemizden gururla mezun ettik. Sizler de Özel İdeal Öğrenci Yurtları’nı tercih edebilirsiniz.    
            Özel İdeal Öğrenci Yurtları geçmişten bu güne, çeyrek asırdır verdiği yurt hizmetlerine öğrencilerimizin ve velilerimizin gösterdiği yoğun talebi karşılayabilmek ve öğrenci yurdu işletmeciliğinde edindiği deneyimleri Türkiye geneline yaygınlaştırabilmek amacıyla diğer illerde de şubelerini hizmete sunmaya başlamıştır. İdeal ailesi, sizin ve sizin gibi birçok öğrencinin daha beklentilerini her türlü imkân dâhilinde karşılayabilmekten yanadır.         
            Mümkün olan en iyi şekilde ikinci bir aile ortamı oluşturabilmek, bir güven ortamı sağlayabilmek ve sizleri sağlıklı bir eğitim ortamında yetiştirebilmek yıllar boyu verdiğimiz hizmetin öncelikli çabası olmuştur. Güler yüzlü personellerimiz ve her biri pedagojik formasyon alanında sertifika sahibi yönetim kadromuz ile Özel İdeal Kız ve Erkek Öğrenci Yurtları
 olarak, eğitim süreniz boyunca konfor içinde konaklamanız için çaba gösteriyoruz.

TÜM SAYFALARI GÖR


Instagram
WhatsApp
LinkedIn
Tiktok